Salı, Temmuz 28, 2009

Avon Advance Techniques düşleştirici balm ve bukle belirginleştirici likit jöle

saçlarımla uğraşmak benim için tam bir kabus. istediğim gibi şekil almazlar bir türlü, alsalar bile yapmaya uğraştığım süre kadar bile bozulmadan duramazlar. Vücudumda en barışık olmadığım yer desem yeridir:) eee tabi onlar bana inatsa bende onlara inat bütün kimyasalları boca ediyorum kafama. hem beslenip yumuşamaları için hem elektriklenmemeleri için hem kullandığım maşadan ve düzleştiriciden zarar görmemeleri için bir çok şey sürmek zorunda kalıyorum. kalın telli, dalgalı ama aşırı elektriklenen saçlara sahibim bununla birlikte b12 ve demir eksikliğinden dolayı fazlaca dökülüyorlar. Anlayacağınız durum vahim ama merak etmeyin simyaser duruma el koydu vitamin iğneleri ve ilaçlarla dökülmeyi durdurmaya başladı bile. aah bir de şu iğneler yüzünden kilo alıcam korkusu olmasa daha rahat edicek ama...
aaay konudan ne kadar sapmışım çenem düştü gene. aslında bugün sizlere avon'un şu iki ürününden bahsedicektim.



ilki bu düzleştirici balm. tek başına kullandığınızda eğer benim gibi kalın telli ve elektriklenen saçlara sahipseniz pek bir işe yaramıyor. Ancak nemli saçlara bu ürünü uygulayıp, saçları bir güzel kurutup ardından düzleştiriciyle düzleştirmeye başladığınızda ürünün faydasını görüyosunuz. Düzleştirme çok daha kolay hale geliyor. o inatçı ve hırçın saçlar kendini kuzu kuzu düzleştiriciye teslim ediyor. Bir güzelliği daha saçları gerçekten ısıya karşı koruyor. Eminim ki bir çok genç kızın derdi benim gibi elektriklenen saçlara sahip olmaktır. Bu ürün o konudada benden tam not aldı. Saçlarımı düzleştirdikten sonra arkadaşlarla buluşmaya gitmiştim ve herkes hayret bugün saçların elektriklenmiyo demişlerdi :D birlikte çekindiğimiz fotolara felanda dikkatli dikkatli bakıp durmuştum evet elektriklenmemişti:P ee tabi tahmin edeceğiniz gibi bir güzel depoladım bu balm dan

ve diğer ürün avonun aynı serisinden bukle belirginleştirici likit jöle. Hani diyabetik insanlar ve diyet yapan hanımlar için hurmadan yapılan çikolatalar vardır. Normal çikolataların yanında çok masum kalırlar bu da öle bir ürün normal jöleye nazaran oldukça hafif oldukça masum ama jöle işte. o nedenle pek sevmedim bu ürünü. çok kıvırcık saçlarda iyi sonuç verebilir. Örneğin benim hafif bonus olan canım arkadaşım bu üründen oldukça memnun. Fiyat olarak bu iki üründe oldukça uygun. Normalde fiyatları 12 lira ancak indirimlerde yarı fiyatına alınabilinecek ürünler.
aslında benim evden acil çıkmam gerektiği zamanlarda kurtarıcım diyebilirim. Ama saçımı yapmaya 15 dk kadar zamanım varsa ve bukle yapıcaksam elime bile almıyorum. daha iyi görüntü elde ettiğim, bukle belirginleştirici çözümler için bir daha ki sefere görüşmek üzere..:)

Cumartesi, Temmuz 25, 2009

Küçük bir hediyeye ne dersiniz - NuNu Give MAC Graphic Garden Palette Away

hediye almayı sever misiniz ben çok severim:)
helede bu hediye MAC Graphic Garden Palet olursa bayılırım. Sevgili nunu bloğunda böle bir hediye veriyor. Gerekli bilgilere kendisinin bloğundan ulaşabilirsiniz. Neden kazanan siz olmayasınız ki...

Cuma, Temmuz 24, 2009

watsons

Watsons mağazalarını severim özellikle cicili bicili ürünleri olsun, duş jelleri olsun beğenirim; ama çoook kızgınım watsonsa. Artık bir çoğunuz benim Ankara da yaşadığımı biliyorsunuzdur.



Gelin görün ki Ankara da tek bir tane watsons var ve gitmek istediğimde iki buçuk saat yol gitmek zorunda kalıyorum. Bu sıcaklarda iki buçuk saatlik yolu çekemeyeceğim için elbette gitmiyorum, gidemiyorum. Ankara daki şubesi Panora alışveriş merkezinde iyide neden Panora, Ankara nın en işlek alışveriş merkezi Ankamall dururken neden Ankara'nın bir ucunda açıyorlar bu şubeyi anlayamıyorum. İnşallah yetkili birileri burayı okurda artık benim gibi sıkıntı çekenler için bir çözüm bulurlar. Ankamall olmasa bile hiç değilse Ankara nın bir diğer ucundaki Ankara forum ve Antares alışveriş merkezlerinde de görmek istiyoruz watsons'u. Eminim ki çok şey istemiyorumdur.

Perşembe, Temmuz 23, 2009

Neutrogena deep-clean facial cleanser

Bugünlerde cilt bakım ürünlerine biraz fazla sardım sanırım. Ama son günlerde cildimin kahramanı olarak gördüğüm bu temizleyiciden de bahsetmeden olmazdı. neutrogena deep clean facial cleanser yeni gözdem.


Cildi temizlemekle kalmayıp pürüzsüz bir görünüm veriyor, parlamasını önlüyor. Benim cildim aşırı yağlı olduğu için bu yağlı ciltler için olanı tercih ettim ama benim cildimde bile hafif bir kuruluk yapabildi o yüzden nemlendiriciyi yanımdan eksik etmiyorum. Yağlı ciltler için biçilmiş kaftan ancak karma ve kuru ciltler uzak durmalı. eee onlar içinde başka seçenekler sunmuş neutrogena. benim bu temizleyicide en sevdiğim özellik pompalı olması, çok pratik geliyor bana böle şeyler. Diğer temizleyiciler gibi sabunu al, köpürt sonra sabunu nerde saklasam, aman mikroplardan uzak dursun derdi yok. ya da aman kapağını açtım yok etrafa bulaştı, döküldü derdide yok. Keşke bütün temizleyiciler böle olsa... Bir diğer beğendiğim özellikte çabucak durulanması, hiç uğraştırmıyor beni en ufak bir kalıntısı bile kalmıyor, köpürmesi de tam kararında. Kullanmaya başlamadan önce çenemde minik bir sivilce vardı. sağolsun sivilcemi kısa sürede söndürdü. Siyah noktalar üzerindeki etkisini henüz test etmediğim için bir şey diyemeyeceğim. 14-15 civarında bir fiyata almıştım yanılmıyorsam. aah keşke kokusu azıcık daha hafif olsaymış demeden de geçemiyorum:)

Salı, Temmuz 21, 2009

Sıkıcı bir günün getirdikleri

inanılmaz sıkıcı bir gün...

neden bilmiyorum bugün hiç bir şeyden zevk almadım, gülümsemeyi bile beceremedim doğru düzgün. Eve geldim bari bir korku filmi izliyeyim de kendime geliyeyim dedim ama yok filmi yarıda kestim ki bunda filmin etkiside büyüktü. friday the 13th bizdeki ismiyse 13. gün.




filmi tarif edecek kelime bulamıyorum aslında bildiğimiz korku klasiği bir grup genç kampa gidiyor maskeli katilimiz tarafından değişik yöntemlerle öldürülüyorlar. ama korku sahneleri inanılmaz başarısız geldi bana. onun dışında bir korku filmine fazla gelicek derecede erotizm içeriyor.
eee bu filmide bırakınca kilo almayı göze alarak mutfağa attım kendimi. yeter ki moralim düzelsin bahanesiyle sıvadım kolları aparatif bir şeyler yapayım dedim. uzun süredir mutfağa girip yemek yapmayınca yabancılaşmışım, unutmuşum eşyaların yerini:) dile kolay tam 1.5 yıl oldu ben diyete başlayalı ve yaklaşık 30 kilodan fazla vereli (daha sonra bir de diyet üzerine mi başlık açayım ne:) neyse milföy den aşağıda görmüş olduğunuz gül böreklerinden yapıverdim alabileceğim tüm kalorileri göze alarak indirdim mideye:) itiraf edeyim bloğa koyma niyetim olmasaydı asla böle süslemezdim bu tabağı ama her şey sizlere daha güzel bir sunum yapabilmek için;)



tahmin edebileceğiniz gibi moral bozukluğu felan kalmadı. şimdilik bu kadar yakında daha eğlenceli yazılarla görüşmek üzere...

Pazartesi, Temmuz 20, 2009

clean&clear peeling özellikli yüz temizleme jeli



Cildimiz için en doğru temizleyiciyi bulmak malesef zor iş. Bende hala arayış içerisindeyim. Cildimde pek normal bir cilt sayılmaz yağlı bir cildim var ama özellikle t bölgem aşırı yağlı. Anlayacağınız yağ küpüne batmış çıkmış gibi bir şey:) buna rağmen kolay kolay sivilce yapmayan bir cilt. sivilce olmayınca kurtuldum sanmayın burun bölgemdeki siyah noktalarla cebeleşip duruyorum. işte bu sorunlar için değişik ürünler deniyorum sürekli. bunlardan biride clean&clear ın bu peeling özellikli yüz temizleme jeli. bu ürünü alalı 8 ay kadar oldu aldığım yerdeki bayan her gün kullanabileceğimi söylemişti. ilk hafta aralalıksız kullandım diyebilirim ama şöle bir etkisi var minicik bir sivilceniz dahi olsa onu hemen yüze dağıtıyor ve çoğalmasına neden oluyor yani bende bile sivilce çıkarttırdığı için tebrik ediyorum kendisini:) bu etkisini görünce bende sadece burnumdaki siyah noktalarımın üstünde kullandım. evet bu konuda oldukça başarılı düzenli kullanımda siyah noktalarda gözle görülür düzeyde azalma gözleniyor ama kökten çözüm değil tabi ki kullanmayı bırakınca eski haline dönüyor malesef. 13 liraya bulabileceğiniz bu ürün sadece siyah noktalar olan bölgede başarılı denebilir...

Cumartesi, Temmuz 18, 2009

The body shop c vitamini göz canlandırıcısı (iyi sırdaş:)

yaklaşık 15 gündür body shop un bu göz kremini kullanıyorum. Normalde bakım kremlerini kullanmayı pek bir aksatırım. Gece yorgun argın yatağın yolunu bulmaya çalışırken bir de kremleri alayım sürüneyim derdine hiç gelemiyorum. kuzu kuzu çekmecenin içinde bekliyorlar beni, ayda yılda bir simyaser ablamız bizi alsada sürse diye:) Ancak bu krem bambaşka, aslında tavsiye üzerine aldım bu kremi çünkü daha 19 yaşında bir insan olarak göz kremi kullanmaya hiç niyetim yoktu zaten göz çevremde beni rahatsız eden bir sorunumda yoktu. kremi aldığım gece isteksiz isteksiz şöle bir deneme amaçlı olsun en azından bir kaç kere düzenli kullanayım sonra nasılsa çekmecedeki yerini alır :) diyerek sürdüm. Sabah kalktığımda banyoya gittim yüzümü yıkadım, ardından bir önceki gün yaptığım makyajdan göz altıma inen bir siyahlık felan var mı diye aynaya yaklaştım kiii o da neee bu gözler benim miiiii?...........
hehe aynen böyle oldu. fark neydi şimdi onu anlatayım. aslında göz çevremde beni rahatsız eden pek bir şey yoktur genelde sadece sabah kalktığımda üst göz kapaklarımın kirpiklere yakın kısmında hafif bir şişkinlik olurdu ve 1 saat içinde geçerdi ama bu şişkinlik 1-2 tane kirpiği heba etmeme neden olurdu (deride oluşan gerginlik sebebiyle) yıllardan beri istisnasız her sabah oluşan bu şişkinlik o sabah olmamıştı. Göz altlarıma gelince sanırım bir daha hiç göz altı kapatıcısı kullanmaya gerek duymayacağım:) hiç olmadıkları kadar berrak ve aydınlık bir haldeler. haa bir de hani çok yağlı ciltlerde göz altında küçük küçük yağ bezecikleri olur bende de bir tane vardı ( çoğalacak diye çok korkmuştum) ama kremi kullandıktan sonra o da yok oldu.
kısacası daha sayamadığım bir çok olumlu etkiye sahip bu minicik göz bebeğim. o nedenle sürmeyi asla unutmadığım ve ihmal etmediğim tek krem:) ilk göz altı kırışıklıklarım oluşana dek tekrar tekrar alıp kullanıcam. şimdi bu serinin diğer ürünlerini denemeyi planlıyorum kısa süre sonra onlarıda deneyip yorumlarımı sizlerle paylaşacağım. son olarak fiyat belirtmeyide ihmal etmiyeyim normalde 34 tl ancak ben şu sıralar devam etmekte olan body shopun %50 indirimiyle 17 tl ye aldım. bence kesinlikle her kuruşunu hak ediyor.

Perşembe, Temmuz 16, 2009

Bir korku filmi tutkununun tutkunu olduğu filmler:)

Bugün çok kızdım kendime tam 4 gündür bloga tek bir satır bile yazmadım, kınıyorum kendimi ve önümüzdeki günlerde bu açığı kapatıcağımı planlıyorum...
gelelim bugünkü konumuzaaaa...
Daha öncede bahsetmiştim korku filmlerinin sağlam tutkunlarındanım. Böyle deyince de beni cani gibi birşey zannetmenizi istemem:) Her genç kız gibi bende normal bir insanım ama zevklerim azıcık farklı. Korku filmi izleyince bu dünyanın yoğunluğunu azda olsa üzerimden atıp filme kaptırıyorum kendimi. Biliyorum çoğunuz bu başlığı gördüğünüzde kaçıcaksınız ama azda olsa içinizden bir kaçının korku filmi sevdiğini umarak bunları yazıyorum. Seviyorum diyorum ama her önüme gelenide izleyemem yani özellikle bazı filmler o kadar boş oluyor ki tek bir sahnesini bile izlemek gelmiyor insanın içinden. bu nedenle izleyip beğendiklerimden bir kaçını paylaşmak istedim.
İÇERDE 2007-Fransa


Bu filmi izlemeden önce fransızların korku filmi konusunda olabildiğince başarısız olduğuna inanırdım; ancak içerde ve sınırda filmleriyle beni şaşırtmayı başardılar. Bu film şimdiye kadar izlediğim en kanlı film yani şöyle söyleyeyim filmdeki sahnelerin %95inde kan var. Bu tabiki alışık olmayanlara biraz tiksinç gelebilir ama korku severler için oldukça heyecan verici.














konu olarakta çok başarılı: eşini kısa süre önce yitiren ve 1 gün sonra doğum yapacak olan kahramanımız evde yalnızken aniden kapı çalınır. Kapı ardındaki gizemli kadın bütün gece kabusu olacaktır. Benim en sevdiğim filmlerden tüm korku severlerin izlemesini isterim.
Ancak şöyle bir tavsiyem varki hamile bayanlar yakınından bile geçmesin kötü etkiler bırakabilir:)
THE TEXAS CHAİNSAW MASSACRE ( TEKSAS KATLİAMI) 2003-ABD





bildiğimiz gibi ülkemizde geçmiş yıllarda yapılan bazı filmlerin yeni versiyonları çekiliyor ve eskisinin verdiği tadı vermek bir yana dursun yanından bile geçemiyor (örn; hababam sınıfı) Bu filmde 1974 de oldukça beğenilmiş bir filmin yeni versiyonu; ancak o da ne? bu film eskisini sollamış bile. Jessica Biel in performansıylada ayrı bir güzel olmuş.





kurgusuna diyecek yok, zaten yaşanmış bir öykü olması filmi daha da ilgi çekici kılıyor.





FERMAT'S ROOM (KAPAN) 2007-İspanya



Gerilim dolu bir film kesinlikle üzerinde uzun uzun düşünülerek hazırlanmış; çünkü her anı bir bilmece her anı bir soru işareti. Eksikleride var tabiki izleyince fark edeceksiniz bazı kısımlar sanki ilkokul kitaplarından alınmış gibi onun dışında pek olumsuz bir düşüncem olmadı.




matematikçilerin gizli dünyasını yansıtan aynı zamanda gerilimi hep ayakta tutan ender filmlerden. Kesinlikle izlenmeli...

Pazar, Temmuz 12, 2009

Flormar supershine lipgloss




Selamlaaar..
Yine bir kozmetik yazısıyla karşınızdayım. Yukarıda kısa sürede hastası olduğum glossları görüyorsunuz:) Allahııım bir glossun yapısı bu kadar mı güzel olur ve bunu yapabilen markada bir Türk kozmetik markası mı olur. Flormarın son çıkardığı bu supershine serisinin rujları ve ojeleride çok başarılı ve tam yaz renkleri ama glossları bir ayrı. resmen aşık olunası:)
Siz sevgili okuyucularım için bir de tombiş ellerimin üstüne swatch yaptım bendekiler soldaki 113, ortadaki 105 nosu, sağdakinin ise malesef nosu silinmiş ancak öğrenmek isteyen olursa araştırıp daha sonra yorum kısmına ekleyebilirim.


aslında glosslar bol simli yapıda ancak yukardaki fotoda pek belli olmamış. Onun için bir fotoğraf daha...


Bu glossları bana bu kadar sevdiren şey nedir birde ondan bahsedeyim. Öncelikle kremsi yapıları ve diğer glosslar gibi yapışkan bir yapıda olmamaları benim için muhteşem. Onun dışında kokuları ve tatları hiç rahatsızlık verecek gibi deil; ancak daha öncede söylediğim gibi bir glossta ya da rujda son dikkat edeceğim şey koku ve tattır:) 113 numara benim favorim lolipop kırmızısının biraz simlisi gibi bir duruşu var pigmentli dudaklarda. ama 105 numarası için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim aşırı simli yapısıyla benim dudaklarımda beyaz leblebi yemişimde dudaklarıma bulaşmış gibi duruyor:) bu nedenle bazı koyu renkli rujların üstüne renk açma amaçlı kullanıyorum.
eeee bu kadar güzel şey söyledikten sonra birazda kötü yönlerinden bahsedeyim. En üstte eklediğim fotoğrafta sağdaki gloss gördüğünüz gibi baya bi azalmış halbuki bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kullanıldı ama neredeyse yarıya indi, yani pek bir bereketsiz bu glosslar.
Fiyatları ise 9-10 lira civarı.
Geldik bir yazının daha sonuna tekrar görüşmek üzere sevgiyle kalın...

Cuma, Temmuz 10, 2009

Ankara'da kozmetik alışverişi

Ankara'da kozmetik alışverişine çıktığım günlerde bir kaç mağazaya özellikle uğramak zorunda kalıyorum; çünkü her marka her mağazada bulunmuyor. Gördüğüm kadarıylada bir çok kozmetik tutkunuda bu konudan müzdarip. O nedenle bugün bildiğim mağazaları sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki burda yazıcaklarımın hepsi tamamen kendi deneyimlerimin bir sonucu, kesinlikle bir mağazayı yermek ya da reklamını yapmak amaçlı deildir.


1- SGM (Sağlık ve Güzellik Merkezi )








Yer: kızılay, gmk bulvarında onur çarşısının bir kaç metre ilerisinde kiler marketin yanı
Bulabileceğiniz ürünler-markalar: Pastel, cecile, flormar, excel, golden rose kozmetik markalarının ürünlerini rahatlıkla bulabilirsiniz. Bunun yanında bitkisel yağlar, bir çok doğal bakım ürünleri, ağız ve diş sağlığı ile ilgili ürünlerde mevcut.
Kişisel yorumum: sgm sık sık uğradığım mağazalardan ancak daha fazla kozmetik markasının ürünlerini raflarında görmek istiyorum açıkçası; fakat onun dışında doğal sağlık bakım ürünleriyle gönlümün tahtına oturmuş durumda. Bir mağazada benim için satış elemanlarının tutumuda çok önemli. Sgm benim için bu konuda oldukça başarılı. mağazaya giridiğiniz anda üzerinize yapışan satış elemanları yok karşınızda. istediğiniz reyona gidiyor istediğiniz ürünü inceliyor ve kasaya yöneliyorsunuz. Eğer yardıma ihtiyacınız varsa ya da bir ürün hakkında bilgi almak istiyorsanız elemanlara bir bakış atmanız bile yeterli hemen koşup yardımda bulunuyorlar. gelelim fiyatlara, eminim ki hiç birimiz bir ürüne değerinden fazla para vermek istemeyiz bu nedenle mağazaların bu yönlerine de değinmeden edemeyeceğim. Sgm bu konuda da çok iyi ürünlerine hak ettiğinden fazla değil az bile veriyorum diyebileceğim mağazalardan...



2- Alara Kozmetik


Yer: kızılay dan bakanlıklara doğru yürürken meşrutiyet caddesine gelmeden sol şeritte bir şubeleri ve meşrutiyet caddesinde ise sağ şeritte, erşan otelinin karşısında diğer bir şubeleri bulunmakta


Bulabileceğiniz ürünler-markalar: flormar, she, golden rose, nivea (sadece kremleri), maybelline...


Kişisel yorumum: Ürün sayısı oldukça kısıtlı, minicik dükkanın içinde bazen 20 kişi birden doluşuyor ve boğulacak gibi oluyor insan. Satıcı elemanların bana sinir krizleri geçirtmişliği vardır. Daha kapıdan içeri girer girmez üzerinizde en az 5 çift göz hissediyorsunuz teker teker hepsi hoşgeldiniz diyor:S siz A ürünü istiyorsunuz onlar B ürünü çıkartıp bakın bu daha iyi bunu alın diyor, demekle kalmıyor yarım saat boyunca size elindeki ürünü övüp duruyor. Halbuki karşısındaki insanın daha önce o ürünü kullanıp hiçte memnun kalmadığını aklının ucundan bile geçiremiyor. Son uğradığımda satıcıların hiçbiriyle gözgöze gelmemeye çalışara istediğim ürünlerin bulunduğu standa doğru koşar adım ilerledim ve merak ettiğim ürünü incelemeye başladım o sırada en az 4 kişi -hoşgeldiniz, ne istemiştiniz, neye bakmıştınız, ne arzu edersiniz- cümleleriyle gene beni boğmaya başlamışken kasada duran yöneticilerinin elemanlara 'ilgilensenize hanfendiyle' demesiyle kendimi dükkandan atmam bir oldu. Fiyatlara gelince vasat denebilir.


3-Pino Kozmetik



Yer: Ankara nın çeşitli yerlerinde bir çok şubesi var. kızılayda meşrutiyet caddesinde, onur çarşısında, tunalı hilmi caddesinde mağazaları bulunmakta.
Bulabileceğiniz ürünler-markalar: cecile, alix avien, loreal, pastel, innova, beyu, nivea, max factor, maybelline, roc, vichy, neutrogena, clean&clear, golden rose, flormar, taft, sebamed, olay... gibi bir çok markanın Türkiye de satışta olan neredeyse bütün ürünlerini burada bulabilirsiniz. Bunlarla birlikte daha bir çok bakım ürünleri, şampuanlar vs. var.
Kişisel yorumum: kozmetik alışverişlerimin %50 sini yaptığım mağaza daha ne diyebilirim ki...
Huzur dolu mağazada sizi sıkan, bunaltan, satış elemanlarından eser yok. davranışlarınızdan, bakışlarınızdan ne istediğinizi anlıyorlar. şimdiye kadar bu mağazada bozuk, kurumuş, yapısı değişmiş ürünlerle hiç karşılaşmadım ve çoğundan memnun kaldım. Çoğu kez ücretsiz cilt bakımımıda yapıp öle yolluyorlar beni eve:) Mağazada yok denen bir şey yok desem yeridir. Yukarıda yazdığım markaların herhangi bir ürününü burda bulamazsanız büyük bir ihtimalle Ankara nın hiç bir yerinde bulamazsınız. Ancak her güzel şeyin tabi ki kötü yönleride vardır. pino diğer mağazalara göre biraz daha pahalı. örneğin bir nemlendirici kremin normal fiyatı 22 lira ancak pinoda o kremi 25 liraya bulabilirsiniz.
4- Diva parfümeri
Yer: kızılayda yüksel caddesinin metro çıkışında solda
Bulabileceğiniz ürünler- markalar: pastel, flormar, golden rose (tam hatırlamıyorum ama maybelline ya da max factorün ürünleri vardı heralde bidaha gittiğimde öğrenir yazarım)
Kişisel yorumum: İster istemez burayı Alara kozmetikle kıyaslıycam kusura bakmasınlar. alara kozmetiğin biraz normalleştirilmiş hali denebilir. Mağaza daha geniş, elemanlar daha az bunaltan cinsten. İndirim günlerinde fiyatlar oldukça uygun oluyor ama genel olarak her yönüyle ortalama bir mağaza.
5-Kozmetik outlet
Yer: kızılay da zafer çarşısının önünden sıhıyeye doğru yürürken sağ şeritte sınav dersanesinin yanında.
Bulabileceğiniz ürünler-markalar: cecile, she, flormar, carmina, max factor standları bulunmakta bununla birlikte bir çok markanın bakım kremleri, parfümleri, deoları var.
Kişisel yorumum: genel olarak memnun olduğum mağaza şu sıralar neredeyse bütün ürünlerinde 3 al 2 öde kampanyalarıyla beni kendine bağlamayı başardı. Elemanlar fazla sıkan türden değil. fiyatlar normal...
evet başta çok kolay ve zevkli gibi görünen bu yazıyı şuan bitirmek için can attığıma inanamıyorum. Aslında daha anlatacağım bir kaç yer daha var helede sıhıyedekilerden hiç bahsetmedim daha ama onuda bir daha ki yazıma bırakıyorum ve bu postumuda burda bitiriyorum. herkese kozmetik dolu günler...:)







Obama bu ne hal :S

aaah kızlar aaah çok dertliyim. Sabahten beri bloğuma yazmaya karar verdiğim yazıyı yazmak amacıyla bilgisayarın başındayım ama sürekli bir engel sürekli bir boşa zaman geçirme derken bir haber sitesinde az sonra ekleyeceğim fotoğrafı gördüm işte o an benim yıkıldığım andır...



Şimdi soruyorum size kızlar; Amerika Birleşik Devletlerinin devlet başkanı bunu yapıyorsa bizim sokak başlarında toplaşıp etrafı fıldır fıldır gözleriyle yiyen türk erkekleri ne yapmaz?
Bu pozun üstüne söylesem daha çok şey söylerim ancak içimden söylemek bile gelmiyor artık... Fotoğrafın yanlış açıdan çekilmiş bir şansızlık olduğuna inanmak istiyor ve aynı zamanda sayın obama'nın eşiyle iyi bir kavga etmesini diliyorken bu yazıyıda saçımı başımı yolmuş bir vaziyette bitiriyorum.:S

Salı, Temmuz 07, 2009

kozmetikte pratik bilgiler-1- :))

şuan duyuyor gibiyim 'kozmetik ve pratik bilgiler... ne alaka yemek mi yapıyoruz sanki' diyenler çıkabilir ama az sonra okuyacağınız tarzdaki yazacağım yazılar için bu başlığı uygun gördüm, eminim okuyunca sizde bana hak vereceksiniz.:)


evveeet bugün bahsedeceğim ürün bu. Bebek yağı...


resimde gördüğünüz bu ürünün resmen hastayım. Bana kazandırdıkları say say bitmez ama ben sizlere sadece birkaç özelliğinden bahsedeceğim. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu ürünün bir çok kozmetik ürününe nazaran çoook daha az zararının olabileceğinden %100 eminim yoksa annelerin gözlerinden sakındıkları bebekleri bu sıvıya maruz kalmazdı zannımca:P ve gelelim bu masum ürünün faydalarına;

1- Uzun bir süredir waterproof makyaj temizleyicileri kullanmayı bırakmış durumdayım. Bunun nedeni suya dayanıklı makyaj yapmayı bıraktığımdan değil elbette. Nedeni bebek yağının cilde neredeyse hiç zarar vermeyerek waterproof rimeli dahi kolayca temizleyebilmesidir. Ardından bıraktığı o temiz, hafif nemli bebeksi cilt ve cildinizin ağır makyaj temizleyicilerle zarar görmemiş olduğunu bilme duygusu müthiş. Bununla birlikte pekde işe yaramayan waterproof makyaj temizliyicilere dünya kadar para ödemek zorunda kalmıyoruz.
2- Bebek yağının hayatımıza kattığı bir diğer güzelliktende bahsetmeden geçemeyeceğim. Epilasyon sonrasında alınan duşun ardından kullanıldığında epilasyon uygulanan bölgenin derisini yumuşatıyor ve tüylerin rahatlıkla çıkmasını sağlıyor. Bir çok bayanın kıl dönmesi şikayetinide böylece engelliyor.
3- Özellikle bazı bayanlar kaşlarını ve yüz tüylerini aldırdıktan sonra o bölgede bir kaç saat boyunca geçmeyen kızarıklıklardan şikayet ederler. Eğer böle bir şikayetiniz varsa tüylerinizi aldırdıktan sonra o bölgeye bir miktar bebek yağı sürmek cildinizi yatıştıracak ve kızarıklıkları bir miktar engelleyecektir.
4- Bronzlaşmak amacıyla güneş kremi, losyonu, sütü, yağı gibi ürünler yerinede kullananlar var şahsen o açıdan hiç kullanmadım ama etkili olduğu söyleniyor.
5- Şu sıcak yaz günlerinde kazara güneşin altında kalırda fazlaca yanarsanız sizinde ilacınız bebek yağı olacak zira yanıkların soyulmaması için düzenli olarak bebek yağı kullanırsanız yanık bölgeyi nemlendirecek ve soyulmayı engelleyecektir.
NOT:Resimde gördüğünüz bebek yağı dalin marka ancak markanın bir önemi yoktur. Aynı ürün bir çok markada bulunabilir
Her zamanki gibi fiyat belirtmeden geçemeyeceğim, ben dalin bebek yağımı 11 liraya almıştım. Benden şimdilikte bu kadar hepinize bebek gibi bir cilt diliyorum.